Bir sivrisineğin kanatlarından kopardım hüviyet kartımı,
Dürdüm, büktüm, dudaklarımla ıslattım zıvanadan çıkmış
zıvanayı,
Yanaklarına sürttükten sonra kıçımın,
Çarşafa soktum iri kıyım tütünü.
Salladım da salladım kafasının arkası dümdüz çobanı.
seninle benim, oy birsizliğiyle reddettiğimiz Tanrı’yı -ki
bu diktadır- yakınen tanırsın,
bizlerden çok ben ve sensizlik meclisine
Atadım kayyumu,
Unuttum unutkanlık huyunu, içtim içilmezlerin suyunu.
Sevmeyi bileydim sever miydim hiç seni?
Yürümeyi bileydim, koşar mıydım karnından aşağı inen tuzaklı
hendeklerine?
Sivrisineklerin kanatlarından yaptığım şemsiyem,
Meze oldu bir örümceğin ağlarına,
Kendime koştuğum şirkler boyumu aştı,
Yumuşak etlerime korkuyla bastırdığım dövülmüş şilep
hurdaları kaygıyla geri sekti,
Bir gece yarısı avludaki at çocukluğumu tepti,
Ağlayarak anlatamadım neden ağladığımı hıçkırmaktan
nefretimi,
Yaklaşır gibi olup dokunamadığımdan anneme.
Ne diye farkındaydım ki daha bir asrın yüzde 10’u
geçmemişken yaşlarımdan,
Farkındalığımın, bireyselliğimin, dost olacağını
toplumsallığınıza?
Ne diye bilirdim ki kattığını kurdun zehri, kör topal bir
çobanın azığına?
Anlaşılmaktı son niyetim ya da ilk -ben bilmem-
Ki ben şunu da bilmem senin Allahın neyi önceler?
Anlaşılmamak için Allah’ı da beni de aynı kefede reddettim.
Bayraklar diktim gece yarıları,
Küflü, kurtlu gergeflere,
Sonunda boynuma dolandı yağlı urganları
Dünya dediğiniz izbe meyhanenin,
Körpe orospunun, çok afedersiniz.
Torbacıyı ararken kaybolduğum sokaklarda
Düştüğüm, altıma sıçtığım kedi ölümleriyle ortak
kaldırımlarda,
Bitik bitlerle karşılandım.
Evsiz Godot tarafından
Kaçırıldım, hırpalandım, taciz, tecavüz geçirdim aklımdan
kendi kendime.
Şirk koştum elimi atıp avuçladıktan sonra kefemi de
Hep sonradan farkettim,
Yalnız bir imişiz o kefede,
Benimle ben, şahsımla halet-i ruhiyyem,
Bilmezdim,
Bilmez idim,
Bilinmez idim
Yaşamayı yahut sevmeyi bileydim seni,
Yazar mıydım hiç şiir?
Yorumlar
Yorum Gönder