Önüme konulmuş iri bir kovan var benim. Dolduruyorum içine
hatalarımı gün be gün barut diye.
Nasıl olacak bu işler bilmem ben. Uzun uzun düşünür bir
sonuca varamam.
Eskittiğimden beri körpe gözlerimi bu beyaz sayfalar önünde
hiçbir şey eskisi gibi değil ki 8-9 yıl eder.
İçimdeki boşluğu dolduracak birkaç ayrı din denedim, reddeden hep müritleri oldu beni.
Güzel kadınlar girdi hayatıma, ben çıktım bu
sefer.
Yüksek dağın yamacında kendimi astım bir akşam.
Sabaha varmadan sıkılıp bıraktım.
Kimse görmezse ölmenin bile bir anlamı yok. Bir de siz
yaşarken görünmez olduğunuzu düşünün.
Görünmez olmanın, tercih edilesi olmadığını anladım ki bugün
8-9 yıl etti.
Benim, aynada gözlerimin içine bakıp kocaman bir boşluk
gördüğüm günler, sigorta prim gün sayımdan çoktur.
Bir sonraki durağa varamadan öleceğimden emin olup yanlışlıkla yaşadığım günler, yaşamayı isteyip istemediğimden emin olmadığım günlerden fazladır.
Ben, kendime döneli aynadan, yaklaşık 8-9 yıl ediyor.
İnan bana delik deşik şakaklarım.
Daha yeni kalkmışken duraktan, inecek mi, ölecek mi var
bilemediğimden henüz.
Seninle benim sevişir gibi yaptığımız yataklara kayyum
atanmış hemen ardından seçimin,
Bırak seni sevmeyi başarmayı, başaramadım bir türlü kendimle
geçimi,
Sen mis kokulu uykularındayken, benim şeytanlar kaşırdı
kıçımı,
ki gün yüzü görmeyeli o kıçım, 8-9 yıl olmuştur.
Seninle ben,
Nasıl başaracaktık ki bu işleri?
Ben hatasız bir gün geçirmemişken ki 8-9 yıl eder.
Ve bu yazdıklarım dahil doğru değilken,
yaşamamışken bir günü yalansız 8-9 yıldır...
Yorumlar
Yorum Gönder