Sırtımda bir bıçak var
Hissediyorum ve yere yığıldım
Benim adım Sezar
Omuzlarım kanıyor ve omuzlarım
Omuzlarımın üzerinde taşıdığım bu imparatorluk
Artık bana mezar
Ayaklarıyla üzümleri ezen bir İtalyan
Ya da maneviyatın doruklarında bir peder
İsa'nın yolundan ayrılmış genç oğlan
Üzümlerin üstünde yükselen kıza aşık
Baştan aşağı keder
Sırtında bir bıçak var oğlanın adı sezar
Sen de mi şarap tüccarı güzel kız
Sen de mi yoğurdun beni hüzünle
Sırtımdaki bıçağı çekme dursun
Öleyim gırtlağımda bir tane üzümle
Yığılıp sarındığım an toprağın içine
Bir zemheri gelecek bağlara ve üzümler
Kararıp solacak çürür bir biçimde
O gün şaraplar dolup taşacak
Obur kralların ölü gırtlağına
Kalsın güzelim sırtımdaki bıçak
Çekeyim deme sakın kanlar oluk olur akar
Böyle yalanlarla devam edelim bak ellerim sıcak
Sakın gerçeği söyleme sakın sevme beni
Gerçek üzümünün şarabı ciğerimizi yakar
Bir akşamüstü ışıklar çekilirken dünyanın dibine
Ben yerde kanlı yatayım ve sen yüksel üzerimde
Çiğne ayaklarınla bir üzüm olayım
Meşe ağacından fıçılara dolayım
Ve şaraba dönüşeyim yıllar sonra yine bir akşamüstü
Ama sakın içme beni
Çünkü ben öldüğümden beri sırtımda bıçakla bir akşamüstü
Sırtımdaki bıçak, üzümler ve senin şarap kokan ayakların
Hatta kuşlar bile ölüme küstü
Yorumlar
Yorum Gönder